bu yolculuk bambaska

16 Nisan 2019 Salı

Naziler ilk toplama kampı Dachau'yu Hitler'in 1933 yılında iktidarı ele geçirmesinin hemen ardından kurdular. Savaşın sonuna kadar, 22 ana toplama kampının yanı sıra, bunlara bağlı 1.200 kamp, Aussenkommandolar ve binlerce daha küçük kamp kurulmuştu.
1945 yılında, Müttefik kuvvetleri Dachau, Bergen-Belsen, Buchenwald, Sachsenhausen, Auschwitz ve diğer yerlerdeki toplama kamplarını ele geçirdiğinde, dünya bu kamplardaki cesetlerin ve yarı ölü insanların görüntüleri ile şoka uğradı. İnsanları "öteki olmaları" yüzünden ya da köle işçilikte kullanmak amacıyla kamplara hapseden Nazilerin bu korkunç suçundan geriye sadece bunlar kalmıştı.

Toplama kampları, özellikle Yahudileri ve diğer kurban gruplarını kitlesel olarak katletme amacı ile inşa edilen imha kamplarından farklıydı. Buna rağmen, toplama kamplarında da binlerce insan hayatını kaybetmiştir. Bir toplama kampına kapatılmak, insanlık dışı zorla çalıştırmaya, korkunç gaddarlıklara, açlığa, hastalıklara ve rastgele infazlara maruz kalmak anlamına geliyordu. Birkaç yüz bin insanın toplama kamplarında öldüğü kesin olarak bilinmektedir. Öte yandan, imha kamplarında üç milyonun üzerinde Yahudi öldürülmüştür.

BU KAMPTA NELER OLUYORDU?

Tipik olarak, bir toplama kampı, kaçışı önlemek için dikenli teller, gözetleme kuleleri ve muhafızlar ile çevrili barakalardan oluşuyordu. Kamp sakinleri aşırı kalabalık barakalarda yaşıyor ve ranzalarda uyuyorlardı. Örneğin, zorla çalıştırma kamplarında, kamp sakinleri günde 12 saat boyunca ağır fiziki işlerde çalıştırılıyor, çaput giyiyor, çok az yemek yiyebiliyor ve sürekli olarak bedeni ceza tehdidi altında yaşıyordu.
Hastalar, yaşlılar ve iş temposuna ayak uyduramayanlar "seçilerek" gazla, enjeksiyon ile veya vurularak öldürülüyordu. Kimileri ise, insanın kanını donduran sözde bilimsel deneylerde kobay olarak kullanılmak üzere seçiliyor, çok sıklıkla da hayatını kaybediyordu.
Bunlara, Muselmänner haline gelen mahkumları bekleyen korkunç kader de ekleniyordu. Bu, yetersiz beslenme yüzünden adeta bir yaşayan ölü, yuvarlak omuzlu yaşayan iskelet haline gelmiş kamp sakinlerine verilen isimdi. Muselmänner, ya öldürülüyor ya da infaz edilmeden önce ölüyordu.


Peki nasıl öldürülüyorlardı?

İmha kamplarında Yahudilerin toplu olarak katledilmesinde en sık kullanılan yöntem gaz odaları olmuştur. Yahudiler gaz odalarına doğru topluca yönlendiriliyorlar, ardından kamp personeli kapıları kapıyor, burada ya egzos gazı (Belzec, Sobibor ve Treblinka) ya da Zyklon B veya A zehirli gazları (Majdanek ve Auschwitz-Birkenau) gaz odasının içine veriliyordu.


Bir diğer yöntem ise gaz verme kamyonlarının kullanılmasıydı. Gaz verme kamyonlarının kullanıldığı Chelmno'da, Yahudiler kamyonlara bindiriliyor ve kamyonun içine verilen egzos gazı ile boğuluyorlardı. Üçüncü bir yöntem ise, Yahudilerin ve diğer grupların (Sovyet savaş esirleri, Polonyalılar, v.s.) toplu olarak kurşuna dizilmesiydi. Majdanek'de, 3-4 Kasım 1943 tarihlerinde gerçekleştirilen toplu infazlarda bir gün içinde 17.000 ila 18.000 Yahudi öldürüldü. Erntefest ("Hasat Festivali") olarak adlandırılan olay, Lublin bölgesindeki benzer diğer eylemleri de içeriyordu. Bunun sonucunda 40.000'in üzerinde Yahudi öldü.



Kadınlara büyük oranda tecavüzler yapılmıştır.





Nisan 16, 2019   Kimin tarafındanelfnrkrbnli Yorum yok

0 yorum:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

Ara