Naziler ilk toplama kampı Dachau'yu Hitler'in 1933 yılında
iktidarı ele geçirmesinin hemen ardından kurdular. Savaşın sonuna kadar, 22 ana
toplama kampının yanı sıra, bunlara bağlı 1.200 kamp, Aussenkommandolar ve
binlerce daha küçük kamp kurulmuştu.
1945 yılında, Müttefik kuvvetleri Dachau, Bergen-Belsen,
Buchenwald, Sachsenhausen, Auschwitz ve diğer yerlerdeki toplama kamplarını ele
geçirdiğinde, dünya bu kamplardaki cesetlerin ve yarı ölü insanların
görüntüleri ile şoka uğradı. İnsanları "öteki olmaları" yüzünden ya
da köle işçilikte kullanmak amacıyla kamplara hapseden Nazilerin bu korkunç suçundan
geriye sadece bunlar kalmıştı.

Toplama kampları, özellikle Yahudileri ve diğer kurban gruplarını
kitlesel olarak katletme amacı ile inşa edilen imha kamplarından farklıydı.
Buna rağmen, toplama kamplarında da binlerce insan hayatını kaybetmiştir. Bir
toplama kampına kapatılmak, insanlık dışı zorla çalıştırmaya, korkunç
gaddarlıklara, açlığa, hastalıklara ve rastgele infazlara maruz kalmak anlamına
geliyordu. Birkaç yüz bin insanın toplama kamplarında öldüğü kesin olarak
bilinmektedir. Öte yandan, imha kamplarında üç milyonun üzerinde Yahudi
öldürülmüştür.
BU KAMPTA NELER OLUYORDU?
Tipik olarak, bir toplama kampı, kaçışı önlemek için dikenli
teller, gözetleme kuleleri ve muhafızlar ile çevrili barakalardan oluşuyordu.
Kamp sakinleri aşırı kalabalık barakalarda yaşıyor ve ranzalarda uyuyorlardı.
Örneğin, zorla çalıştırma kamplarında, kamp sakinleri günde 12 saat boyunca
ağır fiziki işlerde çalıştırılıyor, çaput giyiyor, çok az yemek yiyebiliyor ve
sürekli olarak bedeni ceza tehdidi altında yaşıyordu.
Hastalar, yaşlılar ve iş temposuna ayak uyduramayanlar
"seçilerek" gazla, enjeksiyon ile veya vurularak öldürülüyordu.
Kimileri ise, insanın kanını donduran sözde bilimsel deneylerde kobay olarak
kullanılmak üzere seçiliyor, çok sıklıkla da hayatını kaybediyordu.
Bunlara, Muselmänner haline gelen mahkumları bekleyen korkunç
kader de ekleniyordu. Bu, yetersiz beslenme yüzünden adeta bir yaşayan ölü,
yuvarlak omuzlu yaşayan iskelet haline gelmiş kamp sakinlerine verilen isimdi.
Muselmänner, ya öldürülüyor ya da infaz edilmeden önce ölüyordu.
Peki nasıl öldürülüyorlardı?
İmha kamplarında Yahudilerin toplu olarak katledilmesinde en sık
kullanılan yöntem gaz odaları olmuştur. Yahudiler gaz odalarına doğru topluca
yönlendiriliyorlar, ardından kamp personeli kapıları kapıyor, burada ya egzos
gazı (Belzec, Sobibor ve Treblinka) ya da Zyklon B veya A zehirli gazları
(Majdanek ve Auschwitz-Birkenau) gaz odasının içine veriliyordu.
Bir diğer yöntem ise gaz verme kamyonlarının kullanılmasıydı. Gaz
verme kamyonlarının kullanıldığı Chelmno'da, Yahudiler kamyonlara bindiriliyor
ve kamyonun içine verilen egzos gazı ile boğuluyorlardı. Üçüncü bir yöntem ise,
Yahudilerin ve diğer grupların (Sovyet savaş esirleri, Polonyalılar, v.s.)
toplu olarak kurşuna dizilmesiydi. Majdanek'de, 3-4 Kasım 1943 tarihlerinde
gerçekleştirilen toplu infazlarda bir gün içinde 17.000 ila 18.000 Yahudi
öldürüldü. Erntefest ("Hasat Festivali") olarak adlandırılan olay,
Lublin bölgesindeki benzer diğer eylemleri de içeriyordu. Bunun sonucunda
40.000'in üzerinde Yahudi öldü.
Kadınlara büyük oranda tecavüzler yapılmıştır.
0 yorum:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.